Asya dillerinin daha başlamadan göz korkutan en bilinen özelliklerinden biri de kullandıkları yazı dilinden geçiyor. Bize "resim" gibi görünen bu karakterler kullandığımız alfabeden oldukça farklı. Hatta Japonca ve Korece alfabe sistemi kullansa da, Çince hiçbir alfabeyi kullanmıyor ve tamamen bu karakterlerden oluşuyor. Bu da şu demek: her kelime için ayrı bir karakter, ayrı bir "resim".
Bu karakter sistemi (hanzi deniyor) Çince'yi dünyanın en zor dillerinden biri yapan sebeplerden yalnızca biri. Fakat biz "karakter" sistemine alışık olmayan ve Latin alfabesinin kullanıldığı ülke vatandaşlarına bu sistem çok zor görünse de, Asya toplumları için durum çok farklı.
Mesela Japonca "hiragana" ve "katakana" olmak üzere iki alfabe kullanıyorsa da, konuşma dilinden uzaklaşıp resmi yazılara yakınlaştıkça yazı diline "kanji" dedikleri karakterler, yani aslı Çince olan ve alfabe sistemiyle çalışmayan karakterler, sayıca fazlalaşıyor. Bu durumda Japonca resmi belgeleri okumak Çince bilenler için çok kolay. Bu türden yazı dili yakınlıkları sayesinde Japonca bilenlerin Çince öğrenmesi oldukça kolay bir süreç, özellikle okuma yazma için bir hafta çok bile. Aynı şey Korece, Çince ve Japonca dillerinin üçü için de geçerli. Anadili bu dillerden herhangi biri olan kişi, diğer dilleri çok rahat öğrenebiliyor.
Korece tamamen alfabe sistemi kullansa da, eskiden Kore asilzadeleri karakter öğrenirmiş. Şimdilerde de Asya kültüründen uzak kalmasınlar diye çocuklara biraz karakter eğitimi veriliyor. Çin ile Kore'nin coğrafi yakınlığı da düşünülürse, çoğu Koreli eninde sonunda karakter bilgisinin üzerinden geçip Çince okuyabilecek belli bir düzeye gelebiliyor.
Peki bu toplumlar böylesi karmaşık bir şekil sistemini nasıl öğreniyor, bu kadar çok karakteri akıllarında nasıl tutuyorlar? Onların bildiği ve bizim bilmediğimiz bir şey mi var? Evet, var.
Çince karakterler yoktan varolma değil, bir sisteme göre oluşturulmuş bir yapı. Çok eski zamanlarda ifade ettiği şeyin resmi gibiyken, zamanla yazması daha kolay olsun diye bu karakterler bir basitleştirme evresinden geçmiş. Mesela en solda karakterlerin "geleneksel Çince" versiyonlarını görüyoruz, sağda da anlamına geldikleri nesne ile ona benzetilmeye çalışılmış ilk karakterler var. Bu karakterler zamanla değiştirilip günümüzce kullanılan hallerini almışlar.
Bu karakterlerdeki değişiklik süreci her ülkede farklı evrelerde durmuş. Yani Japonya "tamam ben artık daha fazla basitleştirme yapmıyorum, yoksa karakterler asıllarından çok farklı olacak" demiş ve bir evrede durmuş. Hong Kong ve Taiwan da öyle. Anakara Çin ise basitleştirme sürecine devam etmiş ve şu anda kullandığı "basitleştirilmiş Mandarin Çincesi" yapısına ulaşmış. O yüzden bazı karakterler asıllarından ya da "geleneksel Çince"den çok farklı. Mesela yukarıdaki resimdeki en son karakter basit haliyle 门 diye yazılıyor ama geleneksel hali daha farklı.
Yine de karakterlerin orijinal haline göre tahmin yürütmek çok zor değil. Mesela şu aşağıdaki resimde her karakter, anlamına geldiği nesneye benzetilecek şekilde gösterilmiş.
Orijinal şekillerin anlamına geldiği nesneye benzemesi dışında karakterleri daha kolay hafızanızda tutmanız için bir püf nokta daha var: bushou 部首. Bu sisteme göre her bir karakterdeki şekilleri (radicals) iki kısma ayırabiliyoruz: 1) karakterin okunuşunu veren şekil, 2) karaktere anlamını veren şekil.
Mesela yukarıda kapı anlamına gelen "men 门" karakterini gördük. Aynı okunuşa sahip, fakat farklı anlamdaki bir karakter daha var: "çoğul -lar ile -ler eki anlamına gelen men 们". Gördüğünüz gibi bu men kişilerle ilgili, kişilerde "o, onlar" yapısı ve sol tarafta "kişi, insan" anlamına gelen "ren" anlam parçası var. Yani "ler lar olan men 们" da iki şekil var ve biri okunuşu belirlerken, öteki de anlam belirliyor. Böylece ben bu karakteri daha önce görmediysem bile "kapı" anlamına gelen karakteri okuyabiliyorsam bunun da "men" diye okunduğunu tahmin edebilir, yandaki "ren" parçasından da anlamına dair fikir yürütebilirim.
Mesela şu karakterlerin hepsi de "men" diye okunuyor ve yalnızca tonlamaları farklı:
Bu karakter sistemi (hanzi deniyor) Çince'yi dünyanın en zor dillerinden biri yapan sebeplerden yalnızca biri. Fakat biz "karakter" sistemine alışık olmayan ve Latin alfabesinin kullanıldığı ülke vatandaşlarına bu sistem çok zor görünse de, Asya toplumları için durum çok farklı.
Mesela Japonca "hiragana" ve "katakana" olmak üzere iki alfabe kullanıyorsa da, konuşma dilinden uzaklaşıp resmi yazılara yakınlaştıkça yazı diline "kanji" dedikleri karakterler, yani aslı Çince olan ve alfabe sistemiyle çalışmayan karakterler, sayıca fazlalaşıyor. Bu durumda Japonca resmi belgeleri okumak Çince bilenler için çok kolay. Bu türden yazı dili yakınlıkları sayesinde Japonca bilenlerin Çince öğrenmesi oldukça kolay bir süreç, özellikle okuma yazma için bir hafta çok bile. Aynı şey Korece, Çince ve Japonca dillerinin üçü için de geçerli. Anadili bu dillerden herhangi biri olan kişi, diğer dilleri çok rahat öğrenebiliyor.
Korece tamamen alfabe sistemi kullansa da, eskiden Kore asilzadeleri karakter öğrenirmiş. Şimdilerde de Asya kültüründen uzak kalmasınlar diye çocuklara biraz karakter eğitimi veriliyor. Çin ile Kore'nin coğrafi yakınlığı da düşünülürse, çoğu Koreli eninde sonunda karakter bilgisinin üzerinden geçip Çince okuyabilecek belli bir düzeye gelebiliyor.
Peki bu toplumlar böylesi karmaşık bir şekil sistemini nasıl öğreniyor, bu kadar çok karakteri akıllarında nasıl tutuyorlar? Onların bildiği ve bizim bilmediğimiz bir şey mi var? Evet, var.
Çince karakterler yoktan varolma değil, bir sisteme göre oluşturulmuş bir yapı. Çok eski zamanlarda ifade ettiği şeyin resmi gibiyken, zamanla yazması daha kolay olsun diye bu karakterler bir basitleştirme evresinden geçmiş. Mesela en solda karakterlerin "geleneksel Çince" versiyonlarını görüyoruz, sağda da anlamına geldikleri nesne ile ona benzetilmeye çalışılmış ilk karakterler var. Bu karakterler zamanla değiştirilip günümüzce kullanılan hallerini almışlar.
Bu karakterlerdeki değişiklik süreci her ülkede farklı evrelerde durmuş. Yani Japonya "tamam ben artık daha fazla basitleştirme yapmıyorum, yoksa karakterler asıllarından çok farklı olacak" demiş ve bir evrede durmuş. Hong Kong ve Taiwan da öyle. Anakara Çin ise basitleştirme sürecine devam etmiş ve şu anda kullandığı "basitleştirilmiş Mandarin Çincesi" yapısına ulaşmış. O yüzden bazı karakterler asıllarından ya da "geleneksel Çince"den çok farklı. Mesela yukarıdaki resimdeki en son karakter basit haliyle 门 diye yazılıyor ama geleneksel hali daha farklı.
Yine de karakterlerin orijinal haline göre tahmin yürütmek çok zor değil. Mesela şu aşağıdaki resimde her karakter, anlamına geldiği nesneye benzetilecek şekilde gösterilmiş.
Mesela yukarıda kapı anlamına gelen "men 门" karakterini gördük. Aynı okunuşa sahip, fakat farklı anlamdaki bir karakter daha var: "çoğul -lar ile -ler eki anlamına gelen men 们". Gördüğünüz gibi bu men kişilerle ilgili, kişilerde "o, onlar" yapısı ve sol tarafta "kişi, insan" anlamına gelen "ren" anlam parçası var. Yani "ler lar olan men 们" da iki şekil var ve biri okunuşu belirlerken, öteki de anlam belirliyor. Böylece ben bu karakteri daha önce görmediysem bile "kapı" anlamına gelen karakteri okuyabiliyorsam bunun da "men" diye okunduğunu tahmin edebilir, yandaki "ren" parçasından da anlamına dair fikir yürütebilirim.
Mesela şu karakterlerin hepsi de "men" diye okunuyor ve yalnızca tonlamaları farklı:
闷 mèn
(yukarıdaki kapı olan men karakterinin içinde
"xin" bushou parçası var ve xin kalp demek, yani bu karakterde dışa
bulunan parçaya bakarak ben önce "men" diye okunduğunu, sonra da
içindeki "xin" parçasından duygularla, hislerle alakalı olduğunu
tahmin edebiliyorum. Karakterin anlamı ise "bunalmış, sıkılmış,
depresif" demek, yani tahmin ettiğim gibi hislerle ilgili bir isim)
扪 mén
(yine aynı şekilde "kapı" anlamında
gelen parça var sağda, demek ki bu da büyük ihtimalle "men" diye
okunuyor diyebiliyorum. Solda ise "elle yapılan bir eylem" anlamı
veren anlam parçam var, bu karakterin bir fiil olduğunu ve muhtemelen elle
yapılan bir eylemi ifade ettiğini tahmin edebiliyorum. Tahminin doğru, çünkü
karakter "el sürmek, dokunmak" anlamına geliyor)
钔 mén
(yine aynı okunuş veren karakteri görüyorum
solda, demek ki bu da "men" diye okunuyor, tonlamasını bilmesem de
nasıl okunduğunu biliyorum. Soldaki parça ise metalleri ifade etmek için
kullanılan anlam bushou parçası, bu karakterin bir isim olduğunu ve metallerle
yada elementlerle alakalı olduğunu tahmin ediyorum. Bushou yine işe yaradı,
kelimenin anlamı kimyada Md olarak ifade edilen
"mendelevium"elementi)
Bu mantığa sonsuza kadar devam edebilir ve
kanıtları görmek için herhangi bir Çince sözlükte "men" pinyinini
aratabilir, karakterlere bakabilirim. Ya da başka okunuşları aratabilirim.
Burada önemli olan ise anlam parçası olan bushou yani radikali, parçacığı
bilmekten geçiyor. Onu da aşağıdaki listeden ya da daha derinlere inmek için şu
linkten öğrenebilirsiniz: